“İş” veren markası mı? “İş” gören markası mı?
İşin tanımını yeniden yapmak için yola çıkınca, işin bugünkü tanımı içinde karşımıza çıkan pek çok süreci de sorguluyoruz.
İşveren markası, bugün İnsan Kaynakları fonksiyonu içinde yönetiliyor. “Mutlu çalışan, mutlu müşteri” mottosuyla yola çıkan İnsan Kaynakları profesyonelleri, yetenek yönetimi kapsamında da bu kavramdan destek alıyor, yeni yetenekleri şirkete çekebilmek adına da bu çalışmaları yönetiyor.
Çalışanların yani iş görenlerin memnuniyeti ve kendilerini değerli hissetmesi kuşkusuz çok önemli. Bir ortak amaca doğru hareket eden iş görenler, şirketin başarısının temel aktörü.
Peki işveren markası çalışmaları gerçekten iş görenleri memnun ediyor mu?
Soruyu şu şekilde değiştirelim: işveren markası çalışmaları kimi memnun ediyor?
İşveren markası çalışmalarıyla şirketler sosyal medyada daha görünür hale geliyor, etkileşimler ile birlikte İnsan Kaynakları profesyonelleri bireysel marka oluyor ve ödüllerle bunları tescilliyor. Memnun olan yine İnsan Kaynakları profesyonelleri ve şirket üst yönetimleri. Hatta bu çalışmaların özünde şirket markasına yönelik bir pazarlama faaliyeti olduğunu düşünüyorum, alışılagelmiş pazarlama faaliyetlerinden farkı şirket sonuçlarına etkisinin bilinmiyor olması.
Peki iş görenler nerede? Bazıları bu çalışmaların içinde yer alıp, fotoğraflarda boy gösteriyor, diğerleri ise fotoğraflara bakıp kendisinin orada neden yer almadığını anlamaya çalışıyor. İşveren markasını desteklemek için var gücüyle paylaşımları “like” eden, hatta etkileşim yaratmaya çalışan iş görenler de var tabii ki. Belki bu azınlık da bu çalışmalardan memnun.
Peki iş görenler;
- Değer gördüklerini hissediyorlar mı?
- Şirketin kararlarında etki sahibi olduklarını hissediyorlar mı?
- Mevcut iş görenler olarak yetenekleri ile ilgili gelişim fırsatları buluyorlar mı?
- Kendi işleriyle ilgili karar ve inisiyatif alma imkanları var mı?
- İşlerini yaparken bir anlam buluyorlar mı?
- Psikolojik olarak kendilerini işyerinde güvende hissediyorlar mı?
Diyeceğim o ki, çalışan memnuniyeti adı altında işveren markası pazarlama faaliyetlerini bırakın, ya da devam edin ama gerçekten “insan”a, iş görene odaklanın…. İş gören markası olun.
Bakın o zaman neler mümkün olacak….
